Cumhuriyet Bayramımızı ve Atatürk’ümüzü andık! Yürekten, samimi, inanarak, severek, değerlerinin farkında olarak! İlelebet vatanım payidar olacak ve bizler de kutlayacağız!

Gençliğimiz ve çocukluğumuz bazen okuyarak, bazen kavga ederek, bazen tartışarak geçti. Ne için; vatan ve millet için; öyle olduğunu düşündük. Öyle düşündürdüler. Samimi olduğumuz bir şey vardı; ortak kaygımız ve her şey vatan içindi! Her şey bağımsız kalabilmek içindi. Çünkü bütün gençliğimizin sağcılık- solculuktan daha değerli bir mefhumu vardı; bağımsızlık. Ancak bazı insanlar bağımsızlık isterken tam emperyalizmin tarafında, onun istediği yerde, istediği şekilde oldu!

İşbu yazım sağcıları, milliyetçileri, siyasal İslamcıları, solcuları, komünistleri, mezhepçileri, cemaatçileri, tarikatçıları ayırmaz; herkes kendine bakacak, aklı daha çok olan hepsine daha çok üstten ve daha realist bakıp düşünecek; yol bu!

Yanlış olan şey; tartışır ve kavga ederken; karşı tarafı düşman bilmektir.

Kimse diğerinden daha çok veya daha az haklara sahip değildir.

Şimdi çok gerilerde kalan ve düşüncelerimin şekillenmesinden önce; maalesef öyleydim ve karşı taraf diye etiketlediklerimiz de bizlere öyle bakıp öyle düşünüyor ve öyle davranıyorlardı.

Daha sonra anladım; ortada emperyalist ülkeler vardı ve onlar her iki tarafın da yanındaydılar. Tam olarak tavşana kaç, tilkiye tut taktiği ile tam aramızdaydılar. Hala aramızdalar; hala birbirimizi karşı taraf diye birbirimize ötekileştiriyorlar. Sizden, bizden ve onlardan diye. Kim kimden, kim ne taraftan?

Biraz başlarımızı kumdan çıkarabilsek; emperyalist ülkeleri görebileceğiz. Ama kapılmış gidiyoruz bahtımızın rüzgârına. Rüzgâr arkadan sert esiyor, milletin ensesinden yakalamış, ense inanca endekslenmiş, propaganda ve siyaset ince yerden vuruyor; aynı inançların içinde gruplar oluşturuyor, diğerlerini tam karşısına alıyor ve asla dinlemiyor, araştırmıyor, ha bire kendi tarafından bakıyor!

Cumhuriyet, özgürlük demek! Cumhuriyet yönetime katılım demek. Cumhuriyet çok demokrasi içeren bir rejim demek. Konuşmak demek, fikir üretmek, fikrini söylemek demek, rey demek, seçmek demek, seçilmek demek! Ancak; kuşa döndürülmüş bir cumhuriyette parası olmayan seçilemiyor, sadece seçilmiş ve atanmışları seçebiliyor vatandaş; yanlış!

Cumhuriyet bağımsızlık demek! Bağımsızlık, içeride ve dışarıda haklarını aramak demek, yönetenlere soru sormak demek, yönetenlerden belge, bilgi, haber istemek demek, benim paramı nereye harcıyorsun, niçin harcıyorsun diyebilmek, sana bin bana niçin yüz sorusunu yönetebilmek demek. Sanatını icra edebilmek demek!

Bağımsızlık, üretmek demek, fabrika yapmak, fabrikalar açmak, hayvancılık ve tarım işleri yapabilmek demek! Ülke üretemiyorsa, bağımsız değildir.

Ve bağımsızlık adaleti her alanda sağlayabilmek demektir. Adalet varsa devletler payidar olur, adaletle hüküm verilemiyor, adalet gecikiyor ise devlete güven olmaz, devlet zayıflar!

Bağımsızlık hakkında vatandaşlarımızın bilgilerinin eksik ve yetersiz olduğunu düşünüyorum! Kabul edilemez! Sohbetlerimizin bir kısmında bir vesileyle soruyorum, bağımsızlık için ne düşünüyorsunuz? Aldığım cevaplar tatmin edici değil! İlkokul birinci sınıftan, evde, aile içinde sıfır yaştan itibaren bağımsızlık doğru bir şekilde bebelerimize anlatılması gereken hayati bir konu! Önce bağımsızlık, adalet, üretim, sosyal devlet kelimelerinin içlerini doldurmak ve anlamlarını kavramak gerekir. Anlamlarını tam bilmeden yazılanlar okunsa bile değer kazanmayacaktır.

Türk’ün bağımsızlık genleri içimizde var, hayat bulmalı!

Atatürk, bize demokrasiyi ve cumhuriyeti hediye etti! Bunun için mirasyediler gibi değerini pek bilemiyoruz diye düşünüyorum!