Virüs illetinin dünyaya bela, bize ise baş bela olarak musallat olduğu 2020 yılının içinden geçerken, ne yazık ki ekonomisi çok güçlü olmayan ülkeleri daha çok etkiliyor.

Özellikle yüz yüze eğitimin riskli olduğu ülkemizde ve de Erzurum'da tek seçenek kalıyor, o da uzaktan eğitim!

Yani bilgisayarı aracı olarak kullanarak verilen ve alınan öğrenim.

Adı üstünde bilgisayar!

İyi de bilgisayarı olmayanlar ne yapacak!

Eğitim ve öğretimde öğrenciler için zaten tam olarak eşit fırsatların olmadığını biliyoruz; bu da yetmezmiş gibi bir de saldıran salgın nedeniyle eşitlik makasının iyiden iyiye açıldığı günlerden, aylardan geçiyoruz.

Bakın, bilgisayarı olmayan öğrenciler için TEKNOBİL'in sahibi Orhan Bakırcı, bir çağrıda bulunmuştu, ve bilgisayar olmayan evlere bilgisayar sağlamak için kolları sıvayarak, kendi imkânlarıyla kullanılmayan veya arızalı bilgisayarları tamir ederek yaklaşık üç yüz öğrencinin yüzünü güldürdü.

Evet, "gün dayanışma günüdür," diyerek dayanışmada üzerine düşeni yapmaya çalışıyor.

Bu tür eylemleri, çok güzel hareketler, hanesine yazmazsak olmaz!

Meslektaşımız Sinan Özçaylak da valiliğe çağrıda bulunarak, bu güzel hareketlere katılmalarını, destek vermelerini istemişti!

Ne yazık ki gereken ses çıkmadı!

Bu sessizliği yalnız İYİ Parti İl Başkanı Sayın Melih Kırkpınar bozarak, çocuklarımızın geleceği, ülkemizin geleceğidir, dedi ve üzerlerine düşenden fazlasını yapmaya çalışacaklarını söyledi.

Oysa devlet dairelerinde bozuk olduğu için bir köşeye atılan bir sürü bilgisayar olmalı. Orhan Bakırcı da diyor ki " kullanılmayan bilgisayarları getirin, biz kullanılır hale getirip çocuklarımıza verelim!"

Daha ne desin!

Bu arada Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen'den bu konuda daha yüksek bir sesi beklemeliyiz, dersek ayıp etmiş olmayız sanırım!

Bu satırların yazıldığı dakikalarda ne vali beyden, ne de belediyelerden gür bir ses duymadık; duymadık ama bu duymayacağız demek değil elbet, kulaklarımızı kabarttık bekliyoruz.

Öyle ya, gün dayanışma günü değil mi!?