Peygamberimizi bize mucizeleriyle anlatmaya çalışanlar, üstün insanlık karakterini öğrenip, anlamamızı atlamamıza sebep oluyorlar!

Allah’ın kulu!

Allah’ın Resulü!

Bizim sevgili Peygamberimiz!

O çarşı içerinde dolaşan, bizim gibi birisi! Yiyen, içen, uyuyan! Her kul gibi ihtiyaçları olan! İhtiyaçları için çalışan! O davası için savaşan!

Kendisinin dediği gibi; “Kuru ekmek yiyen bir kadının oğlu”!

“Dediler ki bu nasıl peygamber! Yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Ona bir melek indirilmeli ve kendisiyle birlikte o melek de uyarıcılık görevi yapmalı değil miydi”? Furkan 7. Ayet! “Veya ona bir hazine verilmeliydi ya da zahmetsizce yiyip içtiği bir bahçesi olmalıydı.” Bu zalimler (inananlara), “Siz sadece kendisine büyü yapılmış bir adamın peşinden gidiyorsunuz” dediler”. Furkan 8. Ayet!

Onlar hâlâ, “Rabbinden ona bazı mucizeler indirilmeli değil miydi diyorlar. De ki: Mucizeler yalnız Allah’ın katındadır; ben sadece bir uyarıcıyım.” Ankebut 50. Ayet!

Peygamberimizin en büyük mucizesi Kuran-ı Kerim’dir!

Kuran’da Peygamberimize verilmiş bir mucize bulunmuyor! Allah bunun sebebini daha önce mucize verilen peygamberlere de inanılmadığını bildiriyor! (Ayet)

Peygamberimiz için sonradan mucizeler isnat edilmiş.

Allah’a ve Resulüne uyun emri birçok ayette geçmektedir! “Allah ve Peygambere itaat edin ki, size de merhamet edilsin”. Ali İmran 3. Ayet!

Bu Peygambere uyun ayetlerini Müslümanların büyük bir kısmının yanlış anladıkları kanaatindeyim! Peygambere uymak, Kuran’ı hayatına monte etmekle ancak mümkün olabilir! Kuran’ı en başta kendi dilinde okuyup, düşünmek, anlamaya çalışmakla emrolunan Müslümanlar; Kuranı güzel okuyup, ezberleyip, güzel yazmak olarak algılayınca işlerde belli yanlışlar birbirini takip etmeye başladı.

Peygamberimizi elbette seveceğiz, sevgimizi göstereceğiz! Ancak burada büyük bir sıkıntı daha var! O da Peygamberin özel eşyaları, sakalı, bastığı toprak, saçı, ayağının izi gibi eskiden olmayan sonradan ortaya çıkan malzemeler putlaştırılarak methediliyor, yüceltici kelimeler kullanılıyor!

Mesela benim bildiğim sadece bir şehirde yüzden fazla sakalı şerif var! Peygamberimizin bu kadar fazla sakal teli olabilir mi; olamaz tabii! Ve bunlara olağanüstü tazim yapılarak çıkarılıyor ve yerine konuyor! Peygamberimiz “Alın bu sakalımın telini, şişeye koyun beni hatırlayın mı dedi? Elbette hayır!

Peygamberimiz bunlara izin verir miydi sorusuna aklı başındaki her Müslüman elbette hayır; Peygamberimiz her hangi bir özel eşyası için böyle tazim yapılmasına asla izin vermezdi der!

Şefaat konusunda da gene yanlışlara düşerek; Peygamberimizden şefaat isteyen Müslümanlar bulunmaktadır. Oysa “De ki: "Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı Onun ‘dur. Sonra yalnız O'na döndürüleceksiniz." Zumer 44. Ayet!

Peygamberimiz bir kılavuzdu. Örnek insan olarak yaratılmıştı. “Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”! Enbiya 107. Ayet!

Hz. Muhammed (SAV)’i müşrikler bile Muhammedül Emin olarak biliyor, çağırıyorlardı!

Biz O’nun eşyalarına değil; ahlakına, edebine, yaşam şekline ve karakterine talip ve sahip olmalı ve üstün ahlakını taklit etmeliyiz! Dürüst, hayatında hiç yalan konuşmamış, insanları gruplara ayırmamış, birleştirici, emanete hıyanet etmeyen, merhametli, beddua etmeyen, müşfik, affedici, sözünde duran, uzlaştırıcı, hakaret etmeyen, alay etmeyen, alçak gönüllü, mütevazı, karşısındakini küçük görmeyen, servet, para hırsı olmayan ve çok küçük bir odada hayatını geçiren insan; Hz. Muhammed! Peygamberimizi bize mucizeleriyle anlatmaya çalışanlar, üstün insanlık karakterini öğrenip, anlamamızı atlamamıza sebep oluyorlar!

Etrafımızda nasıl tanınıyoruz, oradan kendimizle yüzleşmeliyiz!

Peygamberimiz insanüstü değildi, insandı. “Biz insanı gerçekten en güzel bir biçimde yarattık” Tin 3. Ayet! Ayette söz edilen en güzel surette yaratılmış insana örnek Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir! En güzel surette yaratılan Muhammedül Emin’den yaşam tarzı, ahlak olarak uzaklaştıkça efseli safiline yaklaşırız!

Peygamber Efendimiz (SAV)’in insanüstü olduğunu düşünürsek, Peygamberimizi takip ve taklit etme şansını kaybederiz!