Şimdi size Erzurum'daki İYİ Parti'den söz eyleyeceğim. Anlatmak ve aktarmak istediklerimi yine tarafsız olarak birkaç satırla karalamaya çalışacağım.
İYİ Parti'nin kuruluşundan bu yana Erzurum'da güçlü bir muhalefet olacağını tecrübelerim ve izlenimlerimle anladıktan sonra, çiçeği burnundaki bu partiyi biraz da yakından seyredelim diye ilgilenmeye ve yazmaya başlamıştım.
Bu benim, İYİ Partili olduğumdan ya da olacağımdan değil, sadece gazeteci olduğumdan ya da gazetecilik görevini yerine getirmeye çalıştığımdandır.
Mesela, İYİ Parti'nin ve milletvekili sayın Cinisli'nin iyi işlerini yazarken, olumsuzlukları eleştiri çerçevesinde yazmamak olmazdı elbet!
Biz de "işimiz bu" diyerek yazdık! (Bunu Erzurum'daki her parti için yaptığımız da bilinir!)
Gün oldu, devran döndü, Sayın İbrahim Dumlu gitti, Sayın Haluk Terzioğlu geldi, o da gitti en son Sayın Melih Kırkpınar görevi devraldı.
Hal böyleyken, İYİ Parti'nin yeni İl Başkanı olan Sayın Melih Kırkpınar ve yönetimi geçtiğimiz günlerde basına bir kahvaltı verdi.
Basına böyle kahvaltı verilmez, diyerek çıkan önemli gazetecilerimiz oldu ve haklıydılar.
Aslında ben de çıkacaktım; ama ola ki (basın toplantısı olduğu için) Sayın Kırkpınar'a birkaç soru sorma fırsatı buluruz, diye bekledim. Kahvaltısıyla gönlü bol olan yönetimin, bol fikirli düşünce ve eylem planlarını da öğrenmek isterdim doğrusu; ama olmadı!
Olmadı işte! Basına kahvaltı değil, acemice ve eşe dosta verilen buluşma toplantısıydı sanki.
Bunu İYİ Parti yeni yönetiminin bir acemiliği olarak bir kenara not düşmek gerek. Şunu da hatırlatmakta fayda var; siyaset, acemiliği kaldırmaz ve bu tür hatalar yinelenirse bu da yönetimin beceriksizliği hanesine yazılır.
Tekrarlayalım. Basına kahvaltı demek, aynı zamanda "basın toplantısı" demektir. Ve sorular sorulur, niyetler okunur! Basın toplantısında ise sadece başkan ve yanında birkaç kişi olur. Yaklaşık on gazeteciyle birlikte kahvaltı salonunda yüz kişiyi aşkın partili vardı.
Bu eş dost toplantısında aklımda kalan, Sayın Kırkpınar'ın "son bir ayda on yaş yaşlandım," sözü ile son seçimlerde ittifak sayesinde alınan oy sayısına gerçekçi yaklaşması oldu.
Bir partinin il başkanı son bir ayda on yıl yaşlanıyorsa, İYİ Parti Erzurum İl Teşkilatı'nda neler oluyor, sorusunu sormamak olmaz.
Bunun yanı sıra, Sayın Kırkpınar, "Son seçimlerde bizim hanemize yazılan oyların hepsi bizim değil, aldığımız oy otuz beş bin civarında ve oylarımızı yükseltmemiz gerekir," cümlesine karşı, İYİ Parti Milletvekili Sayın Naci Cinisli'nin ittifak sayesinde alınan tüm oyların kendilerinin olduğunu söylemesi, yani kendi il başkanına taş atması da ayrı bir mesele!
Her parti için, gördüklerimizi, duyduklarımızı düşüncemizle harmanlayarak aktarırken eleştirilerimiz elbet olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Burada söz konusu İYİ Parti ise ve eleştirilerim yeni yönetime ise, bu İYİ Parti'nin yeni yönetimine karşı olduğum anlamı çıkmaz her halde.
Kaldı ki bir önceki genel seçimlerde Sayın Melih Kırkpınar'ın milletvekilliği aday adaylığı sürecinde, araştırdım, dinledim ve dedim ki "Sayın Kırkpınar'ın Erzurum'da karşılığı beklenenden çok fazla, İYİ Parti'nin Genel Merkezi ilk sıralarda aday olarak gösterirse, Sayın Kırkpınar'ın çalışma gücü ile İYİ Parti Erzurum'da beklenenden çok fazla oy alır ve iki milletvekili ile Ankara yolunu tutar."
İşte o yazıdan birkaç paragraf; -İyi çalışmak gerek-
(Başarının kolay gelmediğini iyi bilen Sayın Kırkpınar, 2015 yılında İzmir'de düzenlenen Tarım ve Hayvancılık Fuarı'nda ödüllendirilerek Erzurumlunun yüzünü de güldürmüş bir iş insanı.
İyi Türkiye için İYİ Parti'de iyi çalışmak gerek, diyen Kırkpınar, ilçe ve köylerde çoğu seçmenin gönlünü de çalmış olmalı ki gülen yüzü ile gittiği her yerde güler yüzlerle karşılanıyor.
Ve de iş insanı hassasiyeti ile değerlendirmelerinde çıkardığı sonuç, aday adayı olduğu partisinin Erzurum'da beklenmedik bir başarı yakalayacağı iddiasında bulunuyor. Kısa süren telefon görüşmemizden biz bunu anladık.)
Demem o ki, ben bunları yazarken seçmeni ve Sayın Kırkpınar'ın seçmendeki karşılığını görerek yazmıştım.
Son olarak, İYİ Parti Erzurum İl Başkanı olarak Sayın Kırkpınar, arkadaşları ile birlikte deprem felaketi yaşayan Elazığ ve Malatya'ya gitti. Çok da iyi yaptı, az da olsa yaralara bir parmak merhem çaldıysa, bize de bir vatandaş ve Erzurumlu olarak teşekkür etmek düşer.
Bu, şu açıdan önemli, biliyoruz ki Sayın Mehmet Sekmen yönetimindeki Erzurum Büyükşehir Belediyesi, bu felakette elinden gelenden fazlasını yaparak deprem bölgesine yardım yağdırdı. Yönetimde olan bir siyasi partinin belediye başkanı olarak bunu yapması doğaldır; ama Erzurum'da yönetimde olmayan ve sadece bir milletvekili ile temsil edilen bir partinin il başkanlığı en azından orada ziyaretlerde bulunması görmemezlikten gelinecek bir eylem değildir!
Sözün özü; siyaset alanında bir ismin toplumda karşılığının olması, o ismin bulunduğu partinin başarılı olacağı anlamına gelmez.
Son bir ayda on yıl yaşlanan Sayın Kırkpınar, daha fazla yaşlanarak siyasetteki mezarına yaklaşmak istemiyor ise, her adımını dikkatli atarak, yapılacak ilk genel seçimlere kadar siyaset ömründe yaşamalı.
İYİ Parti'de yeni yönetim ne yapar, sorusuna yanıt vermek için; ya birkaç acemiliğin ya da ustalığın olmasını beklemek gerek!
Siyasetin simyası başkadır.
Bilmem anlatabildim mi!?