Sözün bittiği yer deyip acıyı derin bir sükûtla yaşamak soylu bir davranıştır. Söz biter de yazı bitmez mi? Asrın felaketinde bizde ikisi de bitti. Günlerdir kabristana dönen yüreğimizin ağıtlarıyla, gönlümüzün feryat figanıyla milletimizin büyük yasına iştirak ediyoruz. İçimizden ne söylemek ne yazmak geliyor. ‘Sözün serhaddi duadır’ deyip ellerimizi yüce Mevla’mıza açıyoruz, Cennette göçen kardeşlerimize Fatihalar gönderiyoruz.
Bu haletiruhiye ile depremle ilgili yazılarıma göz attım. İlki yirmi yılı geçen bu yazılarda Erzurum için yapılması gerekenleri sayıp dökmüş, uzman görüşlerinden süzüp şekillendirdiğimiz tavsiyelerimizi ağ dünyasının dijital hafızasına emanet etmişiz. Şimdi onları tekrarlayıp vaktinizi alacak değilim. Ancak bir husus var ki yetkililerin dikkatine sunmanın yararlı olacağı düşüncesindeyim.
Erzurum’u depreme dirençli hale getirecek çalışmaları elbette kent yönetimi belli bir plan dâhilinde yürütecektir, idarecilerin bu bilinçle bir seferberlik başlatacağından eminim. Uzun vadede tamamlanabilecek olan bu çalışmalar kendi mecrasında yürürken, acele edilmesi gereken ve farz hükmünde bir faaliyete ihtiyaç var: Kolunu kesik mağazaların hızla tespiti gerekiyor. Bunun için yetkin uzmanlardan oluşan bir “KOLONU KESİK İŞ YERİ TESPİT TİMİ” kurulup, süratle işe koyulmalıdır.
Bu faaliyet için bir başvuru hattı oluşturulup kamuoyuna duyurulmalı, hatta bir mobil uygulama geliştirilmelidir. Hızlı bir yapılanma ile kolonu kesip yolunu bulan vicdansızlar tespit edilebilir, binlerce kardeşimizin gözü aç canilerin neden olacağı katliamlarının önüne geçilebilir.
Güçlü devletimiz yaraları sarmak için tüm imkânlarını seferber etmiş durumda. Aynı bilinçle gayret gösteren şehrimizin yerel yöneticilerine de halka/Hakk'a hizmet mesailerinde başarılar diliyorum.