Cemaatler kurban işlerine giriştiğinden beri fakirlerin sofrasına et düşmüyor. Afrika’ya et gönderme yarışına girmişler! Asgari ücretle ve hele de asgari ücretin yarısı kadar maaş alan insanların sofralarında et olmasına izin vermiyorlar!

Kurban farz bir ibadet!

Bu konuda birçok görüş var, hocalar, dini erkân, cemaatler, tarikatlar, diğer mezhepler ayrı görüşteler. Kimisi vacip kimisi yardım anlamına gelen infak kelimesini kullanıyor! Her görüş kendi sorumluluğunda hareket ediyor, etsin de kimse illa böyle olacak diye kimseyi zorlamasın. Onun için bana göre değil Kuran’dan anladığımı söyledim; farz!

Para ile ilgili ibadetlerin cemaatlerimiz ve tarikatlarımız için önemini biliyoruz; rant kapısı olarak görüyorlar ve aylardan önce kurban toplamaya başlıyorlar.

Eski yıllarda kurban kesme farzını yerine getirirken, nasıl heyecan duyardık; şimdiki kuşaklara anlatmak zor! Dudak bükenden, gereksiz zahmetler diye düşünene kadar bir sürü fikir var! Bir sistemi, bir grubu eleştirirken kurban kesme vazifesinin üstünden kalktığını düşünüyor! Kurbandan kurtulmanın yolu, kurbanı inkâr etmek; kolayı bu!

Daha kötüsü kurban bayramını önemsememek! Allah’la arasına koskoca sınır koymuş; haberi yok!

Aslında yazımın muhatabı, Müslümanım diyen insanlara, yoksa zaten sıkıntı yok!

Kalbinde dini vecibelere ve mübarek günlere karşı sevinç ve sorumluluk hissetmeyen kendine zulüm ediyor!

Komşularımızla, akrabalarımızla birlikte kurban ibadetini yerine getirirken daha çok sosyalleşirdik. Çok daha fazla yardımlaşırdık. Çok daha fazla sohbet imkânı bulurduk!

Kurban kesiminden sonra komşu, akraba, hısım, eş dost ziyaretlerine giderdik, onlar gelirlerdi. Ziyaretlerin yemek saatine denk geldiğinde evin yakınında yemekler ikram ederdik, ederlerdi! Birlikte sofralar kurulurdu. Statü yoktu, sınıf farkı, siyasi rütbe, zengin fakir yoktu mahallelerimizde! Herkese et giderdi, her kurban kesenden az çok et gelirdi. Mahallede hele ki sokaklarda ziyaret edilmeyen büyük, çalınmayan kapı olmazdı!

Cemaatler kurban işine giriştiğinden beri fakirlerin sofrasına et düşmüyor.

Afrika’ya et gönderme yarışına girmişler! Asgari ücretle ve hele de asgari ücretin yarısı kadar maaş alan insanların sofralarında et olmasına izin vermiyorlar!

Bir bayram tatilini bahane ederek tatile gitmiştim de; bir sürü akraba büyüğümden okkalı azar işitmiştim! Gelen evde bulamamış dönmüşler! “Ve böyle ziyaretin kutsal sayıldığı günlerde evini misafire mi kapatıyorsun”? Demişlerdi. Utanmıştım!

O güzel bayramlar, o güzel samimiyetler, sosyalleşmeler, ziyaretlerden eser kalmadı birçok yerde!

Bayram anlayışı tatille yer değiştirdi! Sosyallik yerini daha çok asosyalliğe bıraktı! Daha çok ego, daha çok ben oldu toplu sevinmeler yerlerini bireysel sevinç ve günlük meşgalelere bıraktı!

Covid 19 Belası!

Bayram yaklaşırken; KOVİD 19 ve DELTA belasını unuttuk görünüyor! Oysa başımızdaki bela olduğu gibi dipdiri tehdit olmaya devam ediyor! Plajlar, tatil yerleri, pazar yerleri, eğlence yerleri, kafeler, camiler, sokaklar, düğünler, nişanlar, yaş günü partileri, sünnet yemekleri, AVM’ler dolup taşıyor! Maske ihtiyarı, mesafe hak getire!

“Salgın (taundan) hastalıklardan aslandan kaçar gibi kaçınız” Hz. Muhammed (SAV)

Devletin en azından aşı olmayanlar üzerinde bir yaptırımı olması gerekir!

Kurban bayramınız mübarek olsun!