Sosyal medyada Kürtlere ve Alevilere karşı hakaret dolu paylaşımları sadece ben görmüyorum her halde!

Bu hesapların takibe alınıp alınmadığını, yasal işlem yapılıp yapılmadığını da bilmiyoruz!

İçimizdeki bu şeytanların amacı ne olabilir acaba!

Söyleyelim, şeytanların amacından iyilik çıkmaz elbet; yani biliyoruz bunların derdini!

Peki, endişeleniyor muyum?

Asla!

Çünkü bu tür oyunlar yıllardır oynanıyor ve bu çöplük saksağanları yıllardır avuçlarını yalıyorlar.

Sivas, Çorum ve Maraş'ta başaracaklarını sanan satılmış ve kökleri dışarıda olan bu zakkum ağaçlarının heveslerinin her seferde kursaklarında kalmış olması onları çıldırtıyor olmalı ki, bu çirkin sevdalarından bir türlü vazgeçmiyorlar.

Bu tür yılanlara cevabı, burada yazılmayacak kadar süslü cümleleri kurarak içten içe haykırdığım sövgüyü inkâr edecek değilim!

Çünkü hak ediyorlar!

Sövgüyü hak edene, sövgüyü süslü bir şekilde göndeririz de övgüyü hak edenden övgüyü esirgediğimiz nerede görülmüş!

Cezaevindeki Selahattin Demirtaş'ın eşine söylenen çirkin sözler herkesin hafızasındadır; buna en iyi cevabı her zaman HDP'ye karşı olduğunu söyleyen İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener verdi.

Çünkü, namus nedir, namusa saygı ne demektir, bunu bildiği için, bir kadın ve bir lider olarak gereken tavrını koymaktan çekinmedi ve alkışı da övgüyü de hak etti.

Bundan birkaç gün sonra da HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da katıldığı bir televizyon programında "PKK ile hiç bir ilişkimiz yok, olamaz da," dedi!

İnanırsızın ya da inanmazsınız; ama bu cümle de önemliydi.

İnananlar alkışlar, inanmayanlar da gülüp geçer.

Alkışlamak ya da gülüp geçmek ayrı mesele.

Mesele şu!

Bir yanda sosyal medyadaki şeytanların ülkeyi kutuplaştırma çabası, bir yanda da bu milletin birlik ve bütünlüğünü yaralamamak için kurulan cümleler var.

O zaman biraz düşünmek gerekmez mi!

Ayrıca şunu da unutmamak gerekir ki; içimizdeki bazı hainlerin bayrağımızı yakıp, ayaklar altına almasından yıllar önce ülkemizi işgal eden bir devletin bayrağı Mustafa Kemal Atatürk'ün ayakları altına serilince, kızarak kaldırmış ve bunu yapanlara gereken cevabı vermişti.

Demek ki; fikir ve niyet ikiz kardeş ise; kişilik ve eylem de ona göre gelişiyor.

..

Bana kalırsa, bulunduğumuz coğrafyada, yani Anadolu'da yaşamış birçok medeniyetlerden süzülerek gelen töreleri ister inanç, isterse siyaset kullanılarak töresizleştirmeye çalışmak boşuna.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kıyamete kadar yaşayacağına ve Mustafa Kemal Atatürk'ün izlerinin bu ülkeden asla silinemeyeceğine inanların endişeleri de boşuna.

Yani, çok sağlam bir yapının üzerine yaşamaktayız.

Gün gelir ekonomik zorluklar aşılır; gün gelir siyasetler değişir; ama değişmeyecek tek şey ise bu milletin bölünmez bütünlüğü olacaktır.

İşte bu yüzden birileri buna illet oluyor.

Olsunlar, illetlerine derman da ferman da yine bu milletten gelecektir.