Küçük bir gezintidir bu… Okyanuslarda damla misali

Zerredir kâinatta; asırlara, çağlara, evvele, ahire hükmeden…

Turaptır yollarda; velilerin, uluların, hak gönüllülerin yolunda…

Öyle ki; bu gezintiye çöller ve dağlar tanıktır.

Yeryüzü ve gökyüzü tanıktır.

Cem olup dönen canlar tanıktır…

Gözyaşı tanıktır âdemden beri…

Olmadan kâinat, nurları tanıktır Muhammed, Ali’nin…

Kuyusu tanıktır Yusuf’un, gözleri tanıktır Yakup’un…

Balçıktan toprağa uzanan ruhlar tanıktır…

Aşklar, hasretler, vuslatlar tanıktır…

Yüce divanın kudreti, yağmurun rengi, iklimlerin sessizliği ve çığlığı, ibadetin merhameti tanıktır…

İnsanlığın timsal haritasında var olan hizmetkârlar tanıktır…

Zeus’un olmayışı, Nietzsche’nin gözyaşları, Aiskhylos’un zincire vurduğu Prometheus’u tanıktır…

Fuzuli’nin beyninden, tüm dünyaya hükmeden mecnun tanıktır.

Matematiği resmeden El Harezmî’nin ruhu, Sokrates ve Eflatun’un usundan fırlayan düşünceler tanıktır…

İnce Memed’i sevdiren Yaşar Kemal, uzun ince bir yolda giden Âşık Veysel, elektriğe dünyayı gezdiren Tesla, ampulden bir ışık saçan Edison tanıktır…

Küçük bir gezintidir bu… Kimine dört kapı, kimine yabancı, kimine yalan, kimine mekân…

Sualsiz sevgisiz zaman, her şey aslında yer ile yeksan… Vakit varken cebine şiir dolduran, şairler tanıktır, nefes bir tutam…