Bu zamanda insanları okumaya teşvik etmek kadar zor bir şey yok sanırım. Gazetelerin ilk sayfası son sayfası ve spor sayfaları incelenir ama köşe yazarları okumak güç gelir. “Gazete almıyorum internetten okuyorum” diyenler: siz de haberlere magazine ve spora bakarsınız çoğunuz… Neden bir köşe yazarını okumuyorsunuz? Okuyanlara ne mutlu…

Ülkenin, dünyanın, bir bölgenin, insanların, çocukların, kadınların, erkeklerin, tabiatın, sanatın, ekonominin, edebiyatın, siyasetin, yaşadığın yerin, senin durumun hiç mi merak edilesi bir şey değil?

Kitap okuma alışkanlığı ise yerlerde... Hatta biraz kazı yapmamız lazım… Ben kitap okuma alışkanlığı olan birinin sıkıldığını görmedim en basitinden… her kitapta başka hayatlar, başka insanlar, başka yerler tanıyacak; hayal gücünüz gelişecek ve empati yeteneğiniz artacaktır. Pozitif düşünme yüzdeniz giderek artacaktır. Olaylara farklı perspektiften bakabileceksiniz. Bilgi birikiminiz ve kültürel dağarcığınız derinleşecek ve genişleyecektir. Kendimizin, çevremizin, ailemizin, arkadaşlarımızın, işimizin, ceddimizin, istikbalimizin farkına varalım… Bilinçli olmak siz inanın çok şeyler katacaktır. Bu bilinci ise okuma alışkanlığı edinerek kazanacaksınız.

Çoğunuz diyecek ki hayatın karmaşasından fırsat bulamıyoruz… Şöyle düşünelim: insan isterse her şeyi yapar (imkânsızlıklardan bahsetmiyorum). Günde 20 dakika bile okumaya vakit ayırmanız, sizi bambaşka biri yapacaktır inanın.

Lütfen bir gazete okuduğunuzda en az bir köşe yazısı okuyun. Lütfen ayda en az, en az, en az iki kitap okuyun… İşte o zaman görürsünüz ki daha az sinirleneceksiniz, daha az umutsuzluğa kapılacaksınız, daha çok mutlu olacaksınız, daha çok huzurlu olacaksınız, daha güzel konuşacaksınız, daha farklı bakış açıları yakalayacaksınız…

Ben her zaman şuna inanırım: Kitap okuyan insanların ilk önce vicdanı ve kalbi gelişir sonra düşüncesi…