Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Kale çevresinde yapılan düzenlemelerle ilgili görsellerin bulunduğu bir paylaşım yaptı sosyal medya hesabından…

Görüntü enfesti…

Kale çevresi, harikalar diyarından adeta bir kesit gibi duruyordu karşımızda…

Şimdi diyenler olacaktır ki; “Canım, ne var bunda!” diye…

Çok şey var aslında…

Kaldı ki, Kale’nin çevresinin bundan 10 yıl öncesine kadar ne halde olduğunu bilenler, yapılan bu işin kesinlikle geçiştirilemeyecek bir iş olduğunu iyi bilirler…

Bakınız!

O bölge onlarcası metruk, yüzlercesi de ekonomik ömrünü tamamlamış yapılardan müteşekkildi… Büyükşehir Belediyesi işte o yapıların tamamını kamulaştırdı ve dahi bunun için akla zarar ödemeler yaptı…

Kale… Ulu Camii… Çifte Minareli Medrese… Narmanlı Camii… Üç Kümbetler… Cimcime Hatun Kümbeti… Emirşeyh Camii…

Yani bu bölgedeki saklı tarih, “Kültür Yolu” adı verilen çalışmayla adeta gün yüzüne çıktı…

Fena mı oldu yani?

Hem şehir merkezi metruk, çarpık ve sağlıksız yapılardan kurtuldu, hem de tarihi açıdan Erzurum cazibe kazanmış oldu…

Tabi, belediyeleri sadece eşin-dostun ve çoluk-çocuğun işe yerleştirildiği kurumlar olarak görenler için bu söylediklerimizin hiçbir anlamı yok, biliyoruz…

Fakat bu şehrin yarınlarını düşünen aklı selim her Dadaş bilir ki; Erzurum’da yapılan bu çalışma, paha biçilemez bir değer taşıyor…

İşte bundan dolayıdır ki, bize göre Büyükşehir Belediyesi övgülerin en büyüğünü hak ediyor…

Kuşkusuz, bu görüşümüze katılmayanlar olacağı gibi, itiraz edenler de çıkacaktır…

Ama bakın günümüz gerçekleri ne diyor?

Bilimsel açıdan sınanmışlığı bir yana dursun; şehirlerin sosyo-ekonomik gelişimi için en önemli gereksinimlerden birisi de, cazibedir… Dolayısıyla şehirler gelişime ve kalkınmaya ancak sahip oldukları cazibe faktörleri kadar açık olurlar…

Erzurum’a gelince…

İşte bu tespitten hareketle altını hususen çizelim ki; Erzurum’un sahip olduğu cazibe faktörlerinin başında turizm gelmektedir ve tarih turizmi ise, elimizdeki onlarca turizm çeşidinden sadece birisidir…

Yani?

Yanisi şu:

Siz tarihinize sahip çıkar, tarihi eserlerinize gözünüz gibi bakar ve deyim yerindeyse onları beslerseniz, emin olunuz turizm kanalıyla onlar da sizi besler…

Hele bunun kış turizmi var, termal turizmi var, inanç turizmi var, var da var…

Şimdi anladınız mı “Kültür Yolu” projesini neden bu kadar önemsediğimizi?

Ve şimdi anlatabildik mi Erzurum’un turizm alanında cazibe kazanmasını neden bu kadar çok istediğimizi?

Sözün özü:

Nerede hareket, orada bereket…

Nerede cazibe, orada hazine…

İşte bu kadar basit!