Tam 1100 kilometre

Ulukışla'dan Allahuekber'e yürüdüler

Asker; yarı aç, yarı tok yürümekte

Ayaklarında postal, sırtlarında kaput

Yok.. Yok...

Piriştine, Denizli, Yemen, Bağdat, Şam, Samsun, Trabzon

ve

Ulukışla, Niğde, Sivas, Erzincan, Erzurum' gelip

Soğanlı Dağlarına savaşarak tırmandılar

Ve 3000 metredeler....

Aylarca yürüdüler, yıkanmadılar

Bütün vücutlarını kir kapladı...

Elleri, yüzleri rüzgardan yanık yanık oldular...

Bitler, pireler hazır besin buldular

Yiğitlerinin kanını emerek büyüdüler....

Asker perişan

Tifoya, tifüse yakalandılar

İlaç, doktor yok.. Doktor bulamadılar

Kar ve tipi dağları beyaza kaplayıp

Geçit vermeyiz dediler....

Mehmetler yürüdü

Bir tarafta düşman, diğer tarafta yokluk, fakirlik, açlık

Kar, tipi, fırtına siperlerde düşmanla karşılaştılar...

Açtılar, ayakkabıları perişan soğukta uykuya daldılar......

3180 rakımlı Kurt Boğazına ulaştılar

Bir tarafta Rus mermileri

Diğer tarafta mermi gibi işleyen buz kristalleri

Birbirlerine sarıldılar.....

Karlar altında alkanlar içinde uykuya dalıp

Kar altında Mehmetler Allah'a kavuştular..

Ve..............

Müttefik Almanlar,

Düşman Ruslar sevindiler.... Sevindiler......