Yüksek faizin, ekonomiyi durgunluğa ve işsizliğe götüreceğini öngörerek uygulanan büyüme, ihracat ve yatırım odaklı yeni ekonomi modeliyle piyasalarda olumlu bir hava estiğini söylemek mümkün.

Döviz kurundaki düşüş bunun en net göstergesi...

Ekonomide uygulamaya geçilen yeni modelle, Türk lirası mevduat farkı Hazine tarafından, döviz farkı ise Merkez Bankası tarafından ödenecek...

Kur korumalı Türk lirası mevduat hesabı sistemi ile Türk lirasının daha çok sahiplenildiğini söyleyebiliriz.

Bu sistemle, kura yönelik tüm girişimlerin önü kesilerek vatandaşın dövize yönelmesini durdurmak hedeflenmekte...

Döviz artışını gerekçe göstererek fiyat artışı yapanların, fiyatlarda yapacakları indirimle piyasalarda daha fazla bir rahatlamadan söz edilebilir.

Döviz artarken, fiyatlarda artış yapılıyorsa, döviz düşerken aynı oranda indirim yapılması beklenir.

Döviz kuruyla iş yapmayanların fahiş fiyatlandırma yapıp, döviz düştüğü zaman fiyatları stabil seviyede bırakmalarının tek açıklaması, fırsatçılıktır.

Yeni ekonomi modeli, birçok yanlış algıyı da beraberinde getiriyor.

Bunlardan ilkİ; bu modelle banka mevduatı olmayan vatandaşın, hazineye verdiği vergilerle, bankada parası olan vatandaşın zararı mı karşılanacak?

Hayır.

Bu modelde, zarar karşılamak gibi bir durumdan ziyade piyasaları regüle ederek herkesin kazanması amaçlanıyor.

Döviz kuru aynı kalsa veya düşse de devletin kasasından para çıkmıyor.

İkinci yanlış algı ise; dövizde hızlı bir yükseliş olursa, Hazineden para çıkacağı yönünde...

Bu sistem uygulanırken, dövizde hızlı bir yükseliş olması mümkün değil...

Böyle bir durum olursa, zaten kimse mevduata para yatırmıyor, demektir.

Bu sistem, ne Hazineyi ne de Merkez Bankasını zarara uğratan bir sistem değildir.

Dolar almak demek, Amerika'ya bedava kredi açıp, faizini de bu ülkeden almak demektir.

Vatandaş dövizini, Türk lirasına yatırırsa, zaten otomatik olarak döviz düşmüş olacak ve Hazineden para çıkmayacaktır.

Bu sistem de, güven unsurunun çok önemli olduğunu görüyoruz. Eğer sisteme güvenilmeyip, mevduat yatırılmazsa zaten kimse yatırmadığı için kimsenin bir alacağı olmayacaktır.

Devletimiz bu modelle vatandaşa; dolar almayın, dolardan beklentiniz ne ise ben Türk lirası üzerinden onu karşılayacağım, Türk lirasına güvenmiyorsanız size kur korumalı TL mevduat hesabı açıyorum, demektedir.

Yani modelde herhangi bir risk durumu görünmemektedir.

Diğer bir yanlış algı ise; 1 Aralık'tan itibaren Merkez Bankası kura müdahale etmeye çalıyordu ama başarılı olamadı. Cumhurbaşkanımız sistemi açıkladığı an neden böyle bir düşüş yaşandı?

El altından döviz satışları mı oldu?

Hayır.

Döviz satışı olmadı.

Kamu bankaları dahil kimse araya girmedi.

Cumhurbaşkanımızın o gece, konuşmasından sonra oluşan güven ortamıyla bireysel satıcıların birbiriyle yarıştığı otomatik bir platform oluştu.

Bir diğer algı; doları bu oranda düşürebiliyordunuz bu kadar maliyet olmadan neden bunu bir ay önce yapmadınız?

Merkez Bankası müdahalelerde bulunduğu her an kurun etkilendiği bir gevşeme olduğu kesindir.

Merkez Bankasının müdahaleleri için 'kur hiç etkilenmedi' demek, çok doğru olmaz.

'' Dolar önü alınamayacak düzeyde yükseliyor '' algısı, ilk adım olarak finansal istikrar sağlanarak, dolara talebi engelleyip güven ortamının yaratılması ile ortadan kalkacaktı.

Öyle de oldu.

Yeni ekonomik modelde, düşük faiz ile yatırımların desteklenmesi, büyümenin ve istihdamın sürdürülebilir hale getirilmesi, kur avantajı, ihracat ve yatırımların artırılmasıyla ithalatın düşürülmesi ve dış borca bağımlılığın ortadan kaldırılması amaç edinildi.

Açıklandığı anda, kuru yüzde otuz aşağı çeken bir modelin başarısız olma olasılığı düşüktür.

İstikrarın anahtarı, devlete güvendir.