Depremlerin yıktığı, Ermeni çetelerinin yaktığı, Rusların bombardımanı sonucu harabe haline gelen bir şehirden söz ediyorum. Eski Erzurum fotoğraflarına bakıldığında harabe olmuş bir şehir göreceksiniz.

Kurtuluş savaşı sonrasında derlenen, toplanan ve yeni kurulan hükümetlerin aldığı kararlarla şehir yeniden derlenmeye, toparlanmaya, muhacirliğe giden insanların vatanlarına dönmesiyle yeniden imarlaşma faaliyetleri başlamış pek çok güzel eser bu yıllarda ortaya çıkmıştı.

İmarlaşma şehrin batısında başlamış ve günümüze kadar gelen güzel eserler ortaya çıkarmıştı. İlk olarak “Vali Konağı” inşa edilmiş ve günümüzde Tatbikat İlkokulu olarak hizmet veren bina yapılmıştı. Binanın batı tarafından dört adet iki katlı kesme taştan bina inşa edilmiş, başlangıçta konut olarak kullanılan binalar ilerleyen yıllarda vakıf öğrenci yurdu, İmam hatip Lisesi olarak kullanılan binaların üçü yıkılmış geriye bir bina kalmıştı. Kalan son binada restore edilerek Anıtlar ve Röleve Müdürlüğü olarak hizmet vermesini sürdürmektedir.

Kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte 1900 yılında “Muallim Mektebi” olarak kullanılan bina 1925’lerde büyük oranda inşa edilerek günümüze kadar gelmiştir. Bina bir dönem Erzurum Lisesine ev sahipliği yapmış bilahare Erkek Muallim Mektebi olmuş 1955 sonrasında Kız Öğretmen Okulu olarak kullanılmış 1078 yılında öğretmen okulu kapatılınca iki yıl boş kalmış sonra Nene Hatun Kız Lisesi taşınmıştır.

Yine bu yıllarda “Frengi ve Lepra Hastahanesi” için inşa edilen bina penisilinin bulunmasıyla birlikte hastahane olarak hizmet veren il sağlık müdürlüğü binasına da 1940 öncesi yapılan eserlerdendir.

1936 yılında hizmete giren “Mareşal Çakmak Hastanesi” ve 1930 yılında İnşaatına başlayıp 1939 yılında bitirilen “Erzurum Lisesi binası” da bu dönemde yapılmıştır.

Havuzbaşı etrafında inşa edilen 9. Kolordu Binası, 29. Tümen Komutanlık Binası, Yıkılan Halk Eğitim Binası ve günümüzde lojman olarak kullanılan simetrik binada 1935-1939 yılları arasında inşa edilen eserlerden olmuştu.

Cumhuriyet Caddesinin batı tarafında inşa edilen Tekel Binası ve karşısında inşa edilen PTT binası 1940’larda hizmet vermeye başlayanlar arasında idi.

Başlangıçta otel olarak yapılan sonrasında Ordu evi olacak bina 1936 sonrasında inşa edilenlerdendi. 1946 yılında yapılan ve günümüze gelemeyen Kültür Kurumu binası iki katlı uzun yıllar okul olarak kullanılan eserdi.

Yakutiye Medresesi ile Lalapaşa Cami arasında inşa edilen Kimya Hane binası ve hemen karşısında kütüphane binası olarak inşa edilen ancak Kolordu binası olarak kullanılan üç katlı kesme taş binada 1925’lerde inşa edilmişti.

Düşman tarafından yakılan eski hükümet konağı bu yıllarda yeniden inşa edilerek 1925’lerde hizmete açılmıştı. Hükümet binasının kuzeyinde inşa edilen uzun yıllar Belediye binası olarak kullanılan eserde Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış 1960’lara kadar hizmet vermişti.

Yine Doğum Hastahanesi, Türk Hava Kurumu binasını yapılanlara eklemek gerekmektedir.

1939 yılında Eğitim ve Öğretime açılan “İnönü İlkokulu”, 1939 yılında hizmete giren Gar Binası cumhuriyetin ilk yıllarının eserleri içindedir.

Bu yıllarda inşa edilen Tophane Oteli, Emek Oteli, Cumhuriyet Oteli şehrin görünümüne renk katmıştı.

Bir yangın sonucu yıkılan “Kongre binası” 1924 sonrası yeniden inşa edilerek günümüzde müze olarak kullanılmaya başlanmıştı. Kongre binasının Kuzey Doğusunda 1950 öncesi inşa edilen şimdilerde Yakutiye Kaymakamlığı olarak kullanılan bina “Hayvan Hastahanesi” olarak inşa edilmişti.

Günümüze gelemeyen Gaz Ambarları imarlaşma faaliyetlerinin bir başka ürünüydü.

Özellikle 2. Dünya Savaşı yıllarında kurulan “Doğu Kooperatif Evleri” zamanına göre şehrin modern yüzünü gösteriyordu. Bu evler 2010’lara kadar varlığını sürdürmüş şehre modern bir renk katmıştı.

Gürcü kapıdaki siyah kesme taştan yapılan Ziraat Bankası binası, Hasır Han’ın batısında inşa edilen İş Bankası binası 1950 öncesini temsil eden binalardandı.

Yenişehir Caddesinde inşa edilen Vali Konağı, Ordu komutanlarının konakları 1940 öncesi yapılan eserlerden idi. Yine aynı bölgede inşa edilen 3. Umum Müfettişlik binası ki sonra burası Verem Hastahanesi olarak kullanılan binada Cumhuriyetin ilk yıllarının eserleri içinde yer alması bakımından önemliydi.

Pulur’da inşa edilen Pulur Köy Enstitüsü Binası, Ilıca kaplıcaları, istasyon binası ve 1930 yılında inşa edilen “At Hara binası” önemli eserler arasında yer almaktaydı.

Aşkale’de inşa edilen Kaymakamlık binası ve İnkılap İlkokulu binası önemli eserler arasında yer alması bakımında mühimdi.

Sonuç olarak savaştan çıkmış, ekonomik, sosyal, kültürel yıkıma uğramış, beşeri kaynakları perişan bir ülkenin bir şehrinde bu eserler yapılarak Erzurum’un güzelleşmesi yönünde üstün gayretlerin oluşmasına sebep olmuştu.

Evet, yukarıda ki eserlerin tamamı 1923-1950 arasında inşa edilmiştir…