2019 Aralık ayından itibaren dünyayı kasıp kavuran virüs kabusu tüm hızıyla devam ediyor. Kimine göre Haziran sonunda, kimine göre de yıl sonunda kabus bitecek. Ama tek şartla aşılama tamamlanırsa… Covid-19; ‘’Normal gribin üretilmiş ağır hali’’ diye tanımlanıyor. Tek çözüm aşı olmak. Aşı; hastalıklara karşı bağışıklık sağlama amacıyla vücuda verilen çözelti. Yani aşı, hastalığa karşı, vücudun bağışıklık kazanmasını sağlıyor.

Ülkemizde yapılan aşı toplamı 16 Nisan 2021 itibariyle, 19 milyon 740 bin 128. Ülkemizin neredeyse tamamı yüksek riskli il kategorisinde. Bin 500 yataklı Erzurum şehir hastanesi neredeyse dolmak üzere. Buna karşın Erzurum’da aşılanan sayısı bugün itibariyle 147 bin 437. Birinci doz aşı vurulanların sayısı 88 bin 986 iken, ikinci doz vurulanların sayısı da 58 bin 451. Şimdilik tek çözüm aşı olmasına rağmen aşılanma oranı çok düşük.

Araştırmaya göre; ülkemizde her dört kişiden birinde aşı korkusu var. Bu nedenle vatandaş aşıya gitmiyor...! Kimisi aşının faydasına, kimisi de aşıyı üretenlere güvenmiyor. Bir başka sebep ise yeterli derecede aşı Erzurum’a gelmiyor. Şöyle ki, sadece Karadeniz bölgesi illerinde aşılanan sayısı neredeyse Erzurum’un iki katı.

Oysa ki, tarihin tozlu sayfalarında aşıya hiçte yabancı değilmişiz. 1717 yılında İngiltere büyükelçisinin eşi tarafından ülkesine yazdığı mektupta çiçek hastalığına karşı aşı denilen bir şey yapıldığı hayretle anlatılıyor. Osmanlı alimi ve Türk tıbbının öncülerinden Sanizade Mehmet Ataullah efendinin modern aşı yöntemini kullanarak çiçek aşısı ürettiği ve uyguladığı da tarihi vesikalarda yer alıyor. Bu noktada insan sormadan edemiyor. Bu altyapıya sahipken biz bu aşıyı nasıl bulamadık..?

Biliyor musunuz aşı üretimini başaran Biontech ve Pfizer firmalarının aşıdan bekledikleri gelir ne kadarmış? 1 trilyon 300 milyar dolar. O yüzden bu durumda yapılabilecek çok fazla bir şey yok. Virüsü ezmek için temizliğe dikkat edeceğiz, bağışıklığımızı güçlendireceğiz ve bu aşıya omzumuzu uzatacağız..!