Erzurum’dan kuzeye doğru uzanan karayolunda yarım saatlik bir yolculuğun ardından başlayan yemyeşil doğa, ta 250 kilometre ötedeki Karadeniz’e kadar aratarak devam eder. Tortum çayının yol boyunca eşlik ettiği vadi, hiç şüphe yok ki, Erzurum’un en güzel coğrafyasına sahiptir. Meyve ağaçları ve şırıl şırıl akan dereleriyle Tortum, kış aylarında güzeldir yaz aylarında ise muhteşemdir. Mutlaka görülmesi gereken bu ilçe, dini ve ilmi ilimlerde yetişmiş birey sayısının çok fazla olmasından dolayı halk arasında ‘’Kutsal topraklar’’ olarak da adlandırılır.

Dar bir vadi yatağına yayılmış olan Tortum’da hemen hemen her türlü sebze ve meyve yetişmektedir. Hayvancılıktan ziyade tarım ilçede daha fazla ve tam anlamıyla doğal olarak yapılmaktadır. Bağ ve bahçeleri ile ünlü olan Tortum, bu özelliğiyle ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde; ‘’Erzurum’un bağı bahçesi yoktur. Meyvesi iki konak yerden gelir. Bunlardan birisi İspir, diğeri de Tortum’dur’’ diye yer almaktadır. Nihah şimdiki adıyla Tortum’un yüksek kesimlerinde hayvancılık yapılmakta ve yaylalar bulunmaktadır. Hayvansal üretimler (Süt, yağ, peynir gibi) yapılmaktadır.

Tutumluluğu ve çalışkanlığıyla bilinen Tortum insanını yurdun hatta dünyanın dört bir tarafında bulmak hiç şaşırtıcı değildir. Erzurum’da da ticarete yön verenlerin önemli bir kısmı Tortumludur. Mikro klima iklime sahip olan ilçe, muhteşem bir coğrafyaya sahip olmasına karşın istenen seviyede gelişmeyi başaramamış bir ilçedir.

İlçede görülmesi gereken en enteresan yerlerin başında yüzen adalar gelir. Söğütlü köyünde Zökün gölünde bulunan 6 yüzen ada çok ilginçtir. Turizme kazandırılması için çalışmalar yapılmaktadır. Yine her yıl kurban kesmeden suyu akmayan Ziyaretli köyü de enteresandır. Erzurum’a 87, Tortum ilçesine ise 35 kilometre uzaklıktadır. (Köyde bulunan evliya mezarında kurban kesilip, ikram edilmezse köyün suyu kesilir. Kurban kesilmeyen yıllarda köy susuz kalmıştır. Efsane değil, ispatlı ve şahitlidir).

Sadece iç kalesi ayakta kalan Nihah kalesiyle, ne zaman yapıldığı bilinmeyen kireçli köprü görülmesi gereken yerlerden bazılarıdır. Yine Bağbaşı mahallesinde bulunan ve cami olarak kullanılan Meryem Ana manastırı da görülmesi gereken 1004 yıllık tarihi bir yapıdır.

Erzurum denilince ilk akla gelen lezzet hiç şüphe yok ki cağ kebaptır. Şehrin milli yemeği olan ve ünü ülke sınırlarını aşmış olan cağ kebabının da ana yurdu bu ilçedir. (Kuzu etinden yapılan cağ kebap, önceden terbiye edilmiş etin yaprak dönerde olduğu gibi dik değil, yatık olarak bir şişe geçirilip odun ateşinde pişirilmesidir) Şişlerle birlikte ikram edilir. (Ünlü diyestisyen Prof. Dr. Canan Karatay’a göre ekmeksiz olarak kahvaltıda ve diğer öğünlerde bol bol cağ kebap yemek vücuda çok faydalı).

Erzurum’a 52 kilomerte uzaklıkta bulunan Tortum, yeşil ve mavinin birarada olduğu, gürül gürül akan dereleriyle, bağ ve bahçeleriyle, iklimiyle gezilip görülmesi gereken muhteşem bir coğrafya. Cağ kebabı ise cabası…