Her bireyin olduğu gibi her takımın da bir yol haritası, planı olmalı… Hele bu takım bir futbol takımı ise birçok planı olmalı…

Bu takım bir de bir alt ligden bir üst lige yeni çıkmışsa, mutlaka A ve B planı da olmalı…

Şimdi bu girişi neden yaptık…!

Malum, konumuz Erzurumspor…

Pardon… Büyükşehir Belediye Erzurumspor…

Ancak başında BB yazsa da yaşanılan bu olumsuz tablo tüm Erzurumluları mutsuz ediyor. Bu mutsuzluktan sadece taraftarlar değil; idareciler, teknik heyetler, sporcu ve hizmetliler dahil tüm şehir mutsuz.

Sorunun kaynağını, sebebini doğru analiz edemezsek gelecek günlerimizde de mutsuz oluruz. Daha önceki deneyimlerimiz ortada… Erzurumspor’un kapanması halen hafızalarımızda değil mi?

***

Kulüp yönetimi, bilgi -birikim -tecrübe ister.

Yani yöneticilerimiz akil olmalı ve o akıl da birinin borazanı değil, branşın uzmanı olmalı.

Olmazsa ne olur?

Anlatayım bakın ne olur!

***

Hayatta, sporda, özellikle de futbolda bir kural vardır!

Bir kere yanılmak; talihsizlik,

İkinci kez yanılmak; dikkatsizlik,

Üçüncü kez yanılmak; çaresizliktir…

Bir kere yanılmak, yönetime,

İkinci kez yanılmak; takıma,

Üçüncü kez yanılmak, ‘kulübe zarar vermek’ anlamına gelir ki, biz artık onu da geçtik… Bir şehre zarar veriyoruz!

***

Bakın ticarette; bir kere yanılmak ‘zarar’, ikinci kez yanılmak ‘ziyan’, üçüncü kez yanılmak ‘iflas’ getirir…

Hep deriz ya, ‘Futbol sadece futbol değildir…’

Futbolda; bir kere yanılmak ‘puan’, ikinci kez yanılmak ‘para’, üçüncü kez yanılmak ‘küme’ kaybetmektir.

Yöneticilikte; bir kere yanılmak ‘bilmiş gibi yapmak’, ikinci kez yanılmak ‘bilmemek’, üçüncü kez yanılmak ‘bilmediğini de bilmemek’ anlamına gelir …

Futbol yönetiminde ise bir kere yanılmak ‘kendini tanımamak’, ikinci kez yanılmak ‘antrenörleri ve futbolcuları tanımamak’, üçüncü kez yanılmak ‘piyasayı tanımamak’ olur ve ardından da küme düşürür!

Sonuç olarak; teknik direktör değişimi, futbolcu transferi ‘laf olsun torba dolsun’ diye yapılan deneyler değildir.

Yani kulüp yöneticilerinin teknik direktörün görevine neden son verdiğini, yeni teknik direktörün ise o ya da bu futbolcuları neden tercih ettiğini bilmesi gerekir.

Sözün özü;

21 takımlı Süper Lig’in son sırasındayız… 18 Haftada aldığımız 13 puan var… Ortalamamız 1 puan bile değil… 13 puana harcadığımız kaç trilyon?

Evet ortada daha oynanmamış 22 maç ve 66 puan duruyor!

***

Güya Erzurumspor-Fenerbahçe maçını yazacaktım!

Düşünmek adamı nerelere götürüyor…

Şimdi transfer dönemi!

Siz, unutun yukarıdaki satırlarımı. Bakalım yeni transferlerimiz, izleme ekiplerinin (var mı bilmiyorum!) raporu doğrultusunda mı, teknik direktörün isteği mi, yoksa menajerlerin tavsiyesi (bonusları) üzerine mi olacak?

Bakalım ikinciyarıda hangi aslan yavrusu Afrikalılar giyecek mavi-beyaz formamızı!

***

Yapılan her transfer büyük umutlarla lanse ediliyor, taraftarlarımızı umutlandırıp, heyecanlandırıyor… Sonra müsabakalar başlıyor, herkeste büyük bir hayal kırıklığı…

Bu süreç yani ara transfer kötü yönetilirse, panik halindeki yöneticilerimiz daha iyisini yapmak isterken, kulübün mali yapısını berbat ederlerse işte o zaman vay halimize!

Erzurumspor’da yıllardan beri sorunların çözülmesi, hedeflerin gerçekleştirilmesi düşüncesi borçlarla beraber hep bir sonraki yönetime kalıyor. Transfer edilen birçok futbolcu, teknik direktör takıma değer katmıyor ama hepsi kendi değerine değer katıyor.

Keşke bu süreçte hem teknik hem de sporcu kadrosu ile Erzurumspor öz kaynaklarına dönse ve kendi öz çocuklarına fırsat verse...

Anadolu’nun alkışladığı Bursa, Eskişehir, Altınordu da olduğu gibi şehrimizle birlikte çocuklarımız da değer kazansa...

Olmaz mı?

Tamam, tamam...Sustum!