Dünyanın sıcaklığı yükseliyor ve hava olaylarında sıra dışı değişikliklere neden oluyor. Bir bölge kuraklıktan kavrulurken, yakın bir başka bölge sellerle boğuşuyor. Yani sıcak hava daha fazla nem tutuyor ve sıcak rüzgârlar tarım alanlarını kurutuyor. Emilen nem birikiyor ve yağmur olarak aniden boşalıyor. Şehir ısı adaları ise yıldırım, fırtına ve aşırı yağmurlara sebep oluyor.

Erzurum kuraklıktan kavrulurken, kapı komşularımız Artvin ve Rize ise sellerle boğuluyor. Yeşilist dergisinin yaptığı tespite göre ; ‘’Yağmur suyunun bir bölümü dere yataklarına bir bölümü de toprağa düşer. Toprağın emdiği su sızarak derelerden denizlere ulaşmak ister. Ancak kapatılan daha doğrusu ıslah edilen (!) dereleri bulamayan yağmurlar sellere neden olur’’ Durum bundan ibaret.

Ya Erzurum’un ölüm dereleri..! Nice canların son nefeslerini Çaykara ve Taş mağazaları derelerinde verdiğini biliyor muydunuz? İngiliz ve Rus arşivlerinde yer alan bilgi ve haritalara göre özetle; ‘’Palandöken dağlarından gelen suların bir kısmı, Gavurboğandan inip Taş mağazaları deresinden akardı. Diğer taraftan da Yenişehir girişinden dere mahallesine inip Çaykara deresinden ovaya çıkardı. Erzurum ovasında bataklık ve sazlık alanlar oluşurdu’’ şeklinde anlatılıyor.

Buna rağmen yakın bir zaman önce Yenişehir girişindeki sel ardından Çaykara caddesinin çöken yolu ve birkaç yıl önce de Taş mağazalardaki sel felaketleri bu derelerin uyuyan canavar olduğunun ispatı olsa gerek. Bugün bu dereler kapatılmış, suların akış yönündeki tarım arazileri yerleşime açılmış ve beton binalarla set yapılmış durumda…

Uzun lafın kısası, Artvin ve Rize’de bir kez daha gördük ki, ne yapılırsa yapılsın; Su akar yatağını bulur.