Şafak sökerken, takvim yapraklarının 9 Kasım’ı gösterdiği o gün Ayaz paşa cami minaresinden bir nida yankılandı. ‘’Ey ümmeti Muhammed..! Aziziye tabyasına moskof girdi. Eli silah tutan, dinini, milletini seven koşsun’’. Bu sesin sahibi gür sesiyle tanınan müezzin Abdullah efendiden başkası değildi. Çok kısa bir süre sonra şehirdeki tüm minarelerde aynı nida yükselmeye başladı. 141 yıl önce yaşanan bu manzarayla, bir şehir ordusunu ve vatanını kurtardı. Vatanın daima borçlu kaldığı o şehir; dadaşlar diyarı Erzurum…

Dönemin en büyük metropol ve çok uluslu şehirlerinden birisi olan Erzurum, Rusların ve Ermenilerin hayaliyle yandığı ve elde etmek için sürekli olarak mücadele ettikleri bir şehir. Öyle ki; bugün bile özellikle Ermenilerin haritalarında bu kent başşehir olarak gösterilmektedir. Ve bu topraklarda Türklerin geçici misafir olduğu ve Ermenilerin bu şehrin gerçek sahipleri oldukları yıllardır her platformda beyinlere empoze edilmeye çalışılmaktadır. Ama nereden bilecekler ki, ‘’Dadaş, çelik bir yaydır onu germeye gelmez’’. Nitekim, o yayın gerildiği bir 9 Kasım sabahında, ‘’Mevzu bahis vatansa, gerisi teferruattır’’ sözünün bir slogan olmadığı, bir destanın Aziziye destanın adı olduğunu dünya alem görmüş oldu.

Bugün ülkelerindeki iç çekişmeden dolayı vatanlarından kaçarak ülkemizde zorunlu misafir olup, bayramlarda ülkelerine izine gidip, devletimizden her türlü desteği alanlara karşın, ağabeyi kollarında şehit olan yirmi yaşındaki bir gelin. ‘’Bebem anasız büyür ama vatansız büyüyemez’’ deyip, ağabeyinin askeri kıyafetlerini giyerek, kundaktaki bebeğini uyutup ve ‘’Seni bana Allah verdi, ben de seni Allaha teslim ediyorum’’ diyerek eline geçirdiği satırla tabyalara doğru, düşmanın mermilerine karşı koşan Nene Hatun. Ve nice ismini bilmediğimiz hatunlar… Ve dönemin en donanımlı askeri gücüne sahip olan Rus ordusunu kazma, kürek, bıçakla bozguna uğratan nice eli öpülesi Erzurum erkeği ve kadını…

Bugün duvarlarında 141 yıl önce 9 Kasım sabahında yaşananları daha dün gibi barındıran Aziziye ve Mecidiye tabyaları, yol gözlüyor. Erzurum eski valilerinden Ahmet Altıparmak tarafından başlatılan ‘’Tabyalara yürüyüş’’ organizasyonuyla, ‘’Torunlar ecdat’a koşuyor’’. Dosta güven, düşmana korku, ecdat’a vefa için. Aziziye destanını yazanlarla dualarda, niyazlarda buluşmak için;

Kalk..! Yarın erken kalk dadaş..!

9 Kasım’da ecdat seni bekler. Koş ecdadına dadaş…