Evde eşimizi, hastanede doktoru, okulda öğretmeni dövüyoruz. Ey ahali, ne bu şiddet bu celal..! Ülkemizde 1 milyon 146 bin 177, Erzurum’da ise 11 bin 600 tane öğretmen, Allah'ın ilk emrini yerine getirmek için gayret ediyor. Ancak ne bıçak, ne tekme yemedikleri ne de can vermedikleri kaldı.

Tüm yurtta olduğu gibi Erzurum’da da Palandöken kayak yolu ve Osman gazi ortaokullarında, Yıldız kent Borsa İstanbul Anadolu lisesinde ve birkaç gün önce de Dadaşkent Vali Vefik Kitapçı ilkokulunda eğitim neferleri şiddete maruz kaldı. Bunlar bildiklerimiz. Bir de hiç duymadıklarımız var…

Ne yazık ki, 12 yıl zorunlu eğitim, bir adım ileriye götüremedi aksine çok şey kaybettirdi. Köyler boşaldı, hayvancılık yara aldı, tarım bitti. Üretim toplumundan tüketim toplumuna döndük. İmam hatiplere düşman olduk, meslek liselerine dinamit döşedik, Anadolu liselerinde kaliteyi dibe vurduk. Öğrenme isteği olmayan yüz binlerce öğrenciye zorla integral, fotosentez öğretmeye çalıştık.

Ve sonuç okullarda şiddet aldı başını gitti. Eskiden taşkınlık yapan öğrenci okuldan atılırken, bugün ne yaparsa yapsın paçayı kurtarıyor. Eskiden, veliler öğretmenleri desteklerken, şimdi ebeveynler okul basar oldu. Evde ‘Prens’ -‘Prenses’ diye şımartılan çocuk, okulda öğretmene bıçak biliyor, hastanede doktora saldırıyor.

Bir zamanlar, ‘’Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’’ deniliyordu, şimdi ise Sen kimsin? deniliyor. Oysa ki, uğraşmaya hiç gerek yok. Çünkü; ‘’Allahın oku dediğini okumayana yapacak hiçbir şey yok’’.