Hançer neden eğridir, bilir misiniz! Bilenler, bilmeyenlere söylesin, diyerek geçiştirecek değiliz elbet. Hançer eğiridir, çünkü..

..

Yıl 1915.

Yer Çanakkale.

Arıburnu Kuvvetleri Komutanı Mustafa Kemal, nişanlısını, sevdalısını, anasını, babasını, kızını, kızanını köyünde bırakıp cepheye koşan Anadolu çocuklarına şu emri vermişti.

"Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!"

Çünkü söz konusu vatandı.

Söz konusu vatan namusu olunca, us baştan çıkar! Yağan yağmuru da , esen rüzgarı da düşman bellersin ve minarelerinde çanlar çalmasın, toprağıma tecavüz edilmesin, diye canını verirsin.

Söz konusu vatan olunca, ne alnına değen zavallı kurşunu düşünürsün, ne de kalbine saplanan keskin süngüyü!

"Ben size ölmeyi emrediyorum!"

Komutanlarının emrini yerine getirenler öldüler. Bizler bu şehitlere şahit olmadık; ama şahit olanlar, tarihe silinmeyecek bir not düşerek bizlerin de bilmesini sağladılar.

Çanakkale'de ne düşteki düşman, ne de eğri hançer vardı. Düşman da gerçekti, canını düşmana siper edenler de!

Çanakkale'de ölmesi gerekenleri öldürdük, şehit olması gerekenleri de toprağa değil, yüreğimize gömdük.

..

Hançer eğridir, çünkü..

Çünkü, hançer dost bildiğiniz düşmanınızın elindeki bir yılandır. Savaşınızda, kavganızda karşınızdaki elindeki hançeri göğsünüze saplayamaz. Şekli gereği zordur bu; belki yaralar ama öldürmez. Oysa dost bildiğiniz düşman, size dost gibi sarılırken eğri olan hançeri sırtınıza saplar. Bu çok kolaydır ve öldürücüdür.

Bugün iç ve dış düşmanların elinde işte bu hançerden var.

Rusya ve ABD!

Ülkeme, dost gibi sarılırlarken sırtımız kanıyor.

Ve biz kanıyoruz!

Ne yazık ki hem kanıyor, hem kanıyoruz! (15 Temmuz'da gördük ama hâlâ kanıyoruz.)

Şehitlerimiz geliyor, el topraklarından!

Ve bizler de buna şahidiz!

Çanakkale'de "ana ben gidiyom, düşmana karşı" diyerek gidenlerin şehitliğini biliriz. Çünkü düşman bellidir.

Peki, şimdi düşmanın içerde ve dışarıda kim olduğunu biliyor muyuz!

Hani ellerinde hançer görsek anlarız; ama ya kuşaklarında saklı, ya da uşaklarında!