Erzurum’da iklim değişikliği iyiden iyiye kendini göstermeye devam ediyor.

Dışarıda kendini nisan zanneden mayıs ayının son haftasına girerken, son 15 gündür sağanak ve şiddetli yağışlar şehrin altyapısındaki eksiklikleri de ortaya koyuyor.

Neyse ki, Palandöken’den gelen yağışlar Kayakyolu ve ana kavşakları, Saray Bosna güzergâhında kontrol altına alınmıştı geçen ve önceki yıl. Tebrizkapı ve Yoncalık aşağısı, Gürcükapı ve Migros kavşaklarında da son anda alınan tedbirler olumlu. Yıldızkent ve Şükrüpaşa’da ortaya çıkan aksaklıkların da ilgili belediyelerce giderileceği kanaatindeyim.

Bu ay ısınmada yakıttan tasarruf edelim dedik ama yağışlarla birlikte havaların da ani soğumasıyla kaloriferler yanmaya devam ediyor.

***

A han da Süper Lig…

29 Ocak 1968 tarihinde kurulan ve 1969 yılında 3. Lig’e kabul edilen Erzurumspor, 1972-1973 sezonunda 3. Lig Yeşil Grup şampiyonu olarak 2. Lige çıktı.

Bir yıl sonra yeniden 3. Lige düşen takım, 5 yıl sonra tekrar 2. Lig yüzü gördü.

10 yıl bu ligde mücadele eden mavi-beyazlı ekip, 2. Lig 4. Grubu lider olarak tamamladı ve play-off mücadelesinde grubu açık ara birinci bitirerek, 1997-1998 sezonunda tarihinde ilk kez 1. Lig’e çıktı.

Daha sonra iniş başladı ki hem de ne iniş.

2001’de 2. Lig, 2003’de 3. Lig, 2007’de 4. Lig derken 2010’da 5. Lig’e (BAL) düştü ve Kulüp de kapandı.

Borçlar, alacak verecek sıkıntıları derken, 2010 yılında 3 Temmuz Beldespor, Büyükşehir Belediyespor adıyla mavi-beyaz renkler yeniden sahalarda görülmeye başlandı.

2011 yılında 5. Lig (BAL) şampiyonluğu ve ardından 3. Lige çıkarak yoluna devam etti.

Dadaşlar, 2013-2014 sezonunda Kahramanmaraş’ta play-off’u kaçırdı.

2014-2015 sezonunda, kulübün adı artık Büyükşehir Belediye Erzurumspor’dur.

Aynı sezon 3. Lig şampiyonluğu, bir yıl sonra 2. Lig şampiyonluğu derken takım, 2016-2017 yılında 1. Lig’de yerini aldı.

Bu sezon başı, söz laf dinlemez, basını takip etmez, rakip takımların oyunlarını analiz etmeyi yediremeyen, sezonu orta sıralarda bitirmeyi kendine başarılı hedef koyan bir teknik heyetin yönetimindeki takım, neyse ki yeni bir teknik heyete teslim edildi.

Sezonun ikinci yarı arifesinde Müceldili Konağı’nda yapılan moral gecesine katılan üç beş gazeteciden biriydim.

Orada tanıştığım teknik heyet ve futbolcuların gözleri ışıl ışıldı.

Yöresel türkülerle kendimizce naçizane eğlendik. Şehirde “Dadaş” unvanını alan adı gibi Mert ihtiyar delikanlı Nobre, Erzurum türküleri eşliğinde arkadaşlarını nasıl da oyunlara dahil ederek ağabeylik yapmıştı.

Bu birliktelik, mevkilerinde verilen görevleri harfiyen yerine getirmeye çalışan takım, vefalı, kadirşinas taraftarın da desteği ile adım adım sonuca götürdü.

Ve 19 Mayıs’ta Bursa’da kahraman Hakan Cambazoğlu ile birlikte Dadaşların yüzü güldü.

Erzurum’a, Erzurumlulara, bölgede tuttukları takımları yakından seyretme fırsatı bekleyen uzak yakın tüm komşu illerin futbolseverlerine hayırlı olsun.

Bu kronolojik serüvende emeği geçen başta tüm taraftarlara ve halis niyetli yöneticilere binlerce teşekkürler.

İnşallah, Erzurumspor adına, geçmişten büyük dersler alınarak, kulüp bir an önce kurumsallaşır.

Zira “Süper Lig” amiyane tabirle “kurtlar sofrası”.

Buraya gelmek büyük bir başarı, bundan önemlisi burada kalabilmek.

Bir tarihte, bir meslektaşım bir siyasetçiye “Erzurumspor’un kötü gidişatını” sormuştu. “Gündemimizde Erzurumspor yok” cevabı bu günkü gibi kulaklarımda.

Yıllardır maçlarda her türlü sıkıntıyı çeken, yazan, çizen Erzurum’daki bir avuç gazeteci ne hikmetse Bursa kervanına dahil edilmedi.

Ama ne hikmetse, bu süreçlerde takımın gidişatından bihaber bazı sözde temsilcileri ile o siyasiler, Bursa’da kupanın ucundan tutarak boy boy poz vermekte pek de mahir davrandılar.

Siyasette de meslekte de uyanıklık bu olsa gerek.