Aslında her şey bilgi ile bilgi bile bilgi ile çoğalır!
Bilgi olmadan; okuyup anlamadan hiçbir konuyu bilemez ve hiçbir sorunun üzerinden gelemez ve bilgiye dayanmadan yeni bilgilerle tanışamayız.
Her bilgi, bilgiden beslenir!
Hayatımız bilgi yumakları üzerine kurulmuştur; bilgiyi çıkardığımızda hayatımızın konfor ve kalitesi de o oranda hızla düşer; düşmeye mahkumdur!
Çocukluğumdan beri her konuşulanı, her haberi, her mülakatı, her münakaşayı kendimce sorguladım; delil istedim!
Bu insanları sevimsiz yapar!
Birisi bir şey anlatıyor, birisi bir kimseye inanıyor ve siz soru soruyorsunuz; elbet size tepki verecektir ve bu normaldir.
İnsanlar ikna olmayı; inanmaya tercih ediyorlar!
İnandığı insanın sorgulanmasına tahammül edemiyorlar!
Siyasi, dini, içtimai liderler ediniyor ve düşünmeden uzaklaşarak, sormadan, düşünmeden aitlik duygusuyla teslim oluyorlar!
Kendinizi bir yere bir defa ait gördünüzse; artık kontrol sizin elinizde olmaktan çıkıyor ve ait olduğunuz yerin kararları, stratejileri, sloganları, hedefleri sizin oluyor!
Bir cemaat lideri, bir hoca, bir vaiz bir konuşmacı yeri geliyor sizin hayatınızı etkileyecek bir konuşmasıyla referansınız oluyor. Veya tersi o insana düşman oluyorsunuz!
Örnek mi; buyurun:
*Ben Hz. Peygamberle görüşüyorum diyene inanıyorlar!
*Kalbime gelen ilhamla ben bu kitapları yazdım, (bir çeşit vahiy) diyene inanıyorlar!
*Gayb’dan haber verene inanıyorlar! (Neml 65 de Cenabı Hak gaybı kimseye bildirmediğini söylüyor)
*”Gavs’ın evlatlarına, torunlarına itaat etmek farzdır”  diyene inanıyorlar! Farzlara farz ilave eden rab olmuş olmuyor mu diye sorsanız; verecek cevapları yok!
Hatta “rab” nedir, ne demektir; onu bile çok az insan biliyor; inanın!
Rab; tek otorite, kanun koyan, terbiye eden, itaat edilen, ibadet edilen; ibadetlerin nevini ve şeklini kanun olarak koyan, bütün tabiatın canlı cansız yasalarını koyan ve uyulması gerekilen, yasaları değiştirilemeyen, ilave edilemeyen demek! Yasalarından bir şey çıkarılamayan, ilave edilemeyen, yasaları değiştirilemeyen, yaratan, yaşatan, rızık veren, hayır ve şer veren, dirilten, öldüren, işleri aksamayan ve aksamayacak olan, ezeli ve ebedi, eşi benzeri ortağı olmayan demek!
Samed; yani hiçbir şeye muhtaç olmayan ve her zerrenin kendisine muhtaç olan demek!
Şimdi gel, muhtaç olmayan dışında kendine muhtaçlardan liderler seç; muhtaç olmadıklarına inan ve herkesi de inandırmaya çalış!
Din ile ilgili en doğru ve kesin ve net bilgi kaynağı Kuran ve Hadistir.
Kuranı Türkçe okumayın; anlamazsınız diyen kasıtlı olmasa da din için zararlı kimsedir. Kuranı mutlaka ama mutlaka baştan sona düşünerek, anlamaya çalışarak Türkçe okuyun. Defalarca okuyun; bence en büyük bir ibadet de böyle okumak ve düşünmek!
İnsan bir bilgiye ilk kaynaktan ulaşmazsa; ikinci üçüncü kaynaklara bazı virüs, mikrop veya daha kibarca bazı yabancı maddeler, bilgiler karışmış olabilir!
Berrak, temiz, pak kaynak demek; hayat demek!
Kurban Meselesi!
Kurban bayramı geldiğinde onbeş yıldır aynı şeyi tavsiye ediyorum; kurbanınızı kendiniz kesin; başında bulunamıyorsanız, bir akrabanıza, arkadaşınıza vekalet verin ama vekaleten de olsa; mutlaka başında olun!
Derneğe, vakıfa, Camiye, cemaate, dergaha zekat, fitre, kurban, kurban derisi verilmez!
Bunlar fakir ve fukaranın hakkıdır!
Dinimizin ve hayatımızın en güzel işi paylaşmaktır!
Şimdiye kadar verdiklerinizin kazası gerekir mi onu elbet Allah’tan başka kimse bilemez!
Bazı akraba ve arkadaşlarım bana “kurban eti dağıtacak yer bulamıyorum” diyorlar! Ben etleri poşetlere doldurup petrol istasyonlarında çalışan kardeşlerime, belediyelerin asgari ücretli temizlik işçilerine, dışarıda gördüğüm her asgari ücretle çalışıyor diye tahmin ettiğim kişilere dağıtıyorum! Bayramlaşıyorum, karşılıklı dualaşıyoruz. Ve ben bundan büyük zevk alıyorum!
Kurban Bayramınızı; sevgiyle, saygıyla, dualarla kutluyorum!