İki aile aynı acıyı yaşadı ve kuşkusuz ateş de düştüğü yer yaktı…

Ne yazarsak yazalım, ne dersek diyelim; Zeynep de, Nezahat da geri gelmeyecek artık…

Ama bir yol daha var!

Başka Zeynep’leri, başka Nezahat’ları kurtarabiliriz örneğin…

Geçtiğimiz gün bu konuya bir girizgah yaptık, devamını da bugün getirelim…

Ne demiştik?

Çat yolundaki refüjler boydan boya kapatılsın!

Tabi biz bu öneriyi getirirken, bizim dışımızdaki herkesin de böyle düşündüğüne bizzat tanıklık ettik…

Taziye evlerinde de bu konu konuşuluyordu, sokaklarda da…

Düşünün ki, ikametimizin kapıcılığını yapan Recep efendi dahi bu sorumluluğu bizim sırtımıza yükledi…

Dedi ki:

-Bu şehrin yöneticileri sadece imza atmak için mi yöneticiler?

Nasıl yani, dedik…

-Hz. Ömer temsilini hatırlattı; hani Fırat’ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa, bunun bile hesabı benden sorulur diyordu ya mübarek…

Bu da öyle işte…

Eğer bir şehrin yöneticileri kıytırık bir refüj düzenlemesi yüzünden kaybedilen canlara rağmen harekete geçmiyorsa, Fırat nehriyle birlikte vicdanlar da kurumuş demektir…

Şimdi!

Bu beklenti koskoca bir şehrin beklentisi haline gelmiştir artık ve bu yolda bir tedbir alınması kaçınılmaz olmuştur…

Şu durumda temsili olarak da olsa yine soralım:

-Fırat’ın sahibi kimdir?

Tabii ki Erzurum Valisi Okay Memiş…

O halde bu meseleyi kökünden çözmek de, Vali Bey’in boynuna borçtur…

Biz, Vali Bey’in kurtların başka kuzularımızı kapmasına izin vermeyeceği kanaattindeyiz…

Ne dersiniz?

Yanılıyor muyuz?