Duvar ve oda kelimeleri yan yana geldiğinde aklınıza Sartre gelmiştir. Duvar ve oda kelimeleri esirliği, çaresizliği, umutsuzluğu, çıkışı zor mahpushaneyi çağrıştırıyor. Oysa durum o kadar vahim değil!

Geniş anlamda ülkemizi, daha minimal boyutta ailemizi ve kişisel olarak kendimizi hayata adapte edecek kural aslında ne kadar da basittir.

Bilgi, akıl eşittir; sistem!

Evli, mutlu, çocuklu; İzel’in şarkısı gibi! Ama öyle olmuyor işte! Bazen mutluluklar bilgi ve akıl kullanmamak sonucunda ve sistemi kuramamaktan ötürüdür ki; hayatlar kâbusa dönüyor! İnsanlar acı çekiyorlar. Mutlu olacağım diye duvara tosluyorlar. Duvardan çıkış için çözüm ise insanın kendisinde; akıl bilgi ve sistem.

Bir kuralım da; eşit şeylerden çok iyiyi-kötüyle, mutluyla mutsuzu, yüksekle alçağı, varlıkla yokluğu, sonsuzla sonluyu ve nihayetinde varlıkla yokluğu mukayese ve muhakeme ediyorum. Sonuçları bana enteresan gelmiyor, normal karşılıyorum. Üzücü, kahredici! Siz hiç eşine şiddet uygulayan bir aydın veya bir entelektüel gördünüz mü? Görmediniz. Sistem, aydın yetişmesine uygun olan eğitimlere açık olmalıdır. (Düşünce, okuma, realite ve ilim; eğitim sisteminin amacı olmalıdır)!

Ölçü; refah ve konforu yüksek ülkeler nasıl uyguluyorlar, kendimizi onlarla mukayese etmemiz gerekiyor. Yasalar bizi korumuyor, koruyacak olan iş; yasalardan hareketle yürütmeyi uygulamaktır.

Gerçek anlamda kibar, nazik ve etrafına sevgi gözü kullanan birisinin şiddet taraftarı veya şiddete arka çıkabileceğine ihtimal verebilir misiniz?

Nazik, kibar, sorumluluk sahibi ve sevgiye sahip insanlarda şiddet demek vahşet demektir.

Kadın cinayetleri artık devletimizin çok ciddi tedbirler almasını gerektirmektedir. Ne demek 10 ayda 258 kadın cinayeti ve 195 şüpheli kadın ölümü? Devleti yönetenlerin, katledilen ve öksüz kalan şiddet mağduru çocukların sorumluluğunu almak için niçin bu kadar ağır aksak davrandıklarını açıklayabilmek isterdim; bu daha çok hukukçuların, sosyolog ve psikologların konusu. Çözüm akıl ve bilgi kullanıp, sistem kuramamaktan kaynaklanıyor; bana göre!

Ekonomi konuşmalarını, görüşleri, gidişleri gözlemliyorum, yaşayarak da görüyoruz. Eksik olan bilgi, akıl ve oturmamış, kurulamamış sistemdir.

Hayatımızda ne yanlış gidiyorsa; eğitimden, adalete ve üretime kadar; çözüm akıl kullanamamak, bilgi eksikliği, sistem kuramamaktan ve muhakeme yeteneğinin yetersizliğinden olagelmiştir!

“Ahlak” niçin kayda geçmedi diyebilirsiniz; sistem, akıl ve bilgiyle kurulduğunda ahlak kendiliğinden oluşacak, inatla ahlaksızlıkta ısrar eden sistem dışında kalacak!

Avrupa başarmış akılcılığı, bilginin değerini bilmeyi, sistem kurmayı; biz niye başarmayalım?