Türkiye en sıcak Temmuz’unu geçen sene yaşadı.

Kalbe vuran sıcaklardı…

Tanıdık değildi…

Lakin içimizdendi…

Başka bir yerden gelmemişti…

Ağızlarında kemirdikleri bizim Türkçemizdi…

Yüzleri yüzlerimize benziyordu…

Ellerini göğe diktiklerinde dua ediyorlar sanıyorduk!

Geçen Temmuz dinledik…

Bildik… hayır dua bilmediklerini!

En sıcak Temmuz’u terler içinde yere düşürdükleri…

Koç yiğitlerin…

Kahraman bacıların…

Alın terleri mübarek kanlarına karıştığında yaşadık.

Öyle bir tere belendiki yürekler…

Aralık geçti…

Şubat oldu…

Mart geldi…

Dindirmeye yetmedi 15 Temmuz’un ateşini!

Geçen seneydi…

Yaşadığımız en alevli Temmuz!

249 kere öldük…

249 kere piştik…

249 kere yandık…

249 kere yeniden dirildik…

Canlarını şahit tutanlara bakınca anladık;

yine de hamdık… illa da hamdık Vesselam!

Sıcak bir Temmuz gecesinde…

Alevli bir pusuda kevgire çeviririz sandılar…

Sıcaktan dillerini dışarıda yakalar…

Sustururuz sandılar…

Sustular mı illa bastırırız sandılar…

Katiller Allah’ı hesabın dışında sandılar!

İstanbul’u bin yıllık kabustan uyandıran…

Fatih’in nesli.

Çanakkale’de yedi düvele baş belası…

Asım’ın nesli.

Dünyayı gülzara çeviren

Muhammed Mustafa’nın (sav) ümmeti.

Be hey ahmak 15 Temmuz’da sana teslim eder mi…

Atalarından aldığı emaneti!

Ne bu Temmuz…

Ne de mahşere kadar…

Başka bir Temmuz!