Bahar ellerin uzattı…

Yaza şunun şurasında ne kaldı!

Günlük hengamenin yanına bir de ülkemizin içerisinde bulunduğu artık düpedüz savaş diyebileceğimiz sıcak gelişmer eklenince öyle bir gündemimiz oluştu ki, hayatın sıradan akışına ayıracak zamanımız nerdeyse kalmadı.

Hayatın sıradan akışı dediğimi küçümsemeyin!

Önemsiz hiç sanmayın!

Aslen asıl ve öncelikli olması gereken o.

Rutin dediğimiz şeyi biraz ayrıntılandırırsak mesele daha iyi anlaşılacak.

Evimiz…

Çocuklarımız…

Anne, baba ve kardeşlerimiz.

Hep yanımızda oldukları için önemini algılamakta zaman zaman zorlandığımız en sevdiklerimizden bahsediyorum.

Şimdi bana biz zaten hayatımızı onlar için yaşıyoruz demeye kalkmayın, benden önce onlardan dünya kadar itiraz duyarsınız.

Üstelik üzülerek söylemek isterim ki, haklılar!

Çocuklarınızla aklınız başka şeylerde olmadan geçirdiğiniz son bir saatin ne kadar mazide kaldığını hatırlıyor musunuz?

Eve girerken sadece eşiniz ve çocuklarınızın olduğu bir dünyanın kapılarını açtığınız ve dışardaki herşeyi kapının ardında bıraktığınız zamanlar hayalinizden bile silineli kaç yıl oldu?

Tamam çok sevdiğinizi ve elbette sevildiğinizi biliyoruz bunu kendinizi kandırmak için defaten tekrarlamanıza gerek yok.

Benim zaten söylemek istediğimin sevginizle ilgisi yok!

Kalbinizin içerisine hapsettiğiniz sevginizi onlara göstermekten imtina etmenizle ilgili hatırlattıklarım.

Sadece bu mu, hayatın hay huyu sizi sevdiklerinizin cenazeleri başında bir kaç dakika sarsmaktan öteye gidemiyor.

Siz yeniden sonu olduğuna emin olduğunuz hayatı sonsuzmuş gibi yaşamaya kaldığınız yerden devam ediyorsunuz.

Oysa bir gün musalla taşının üzerinde olan siz ve bir kaç dakikalığına sizin ölümünüzü seyredip hüzünlenen hayatınızı feda ettikleriniz olacak.

Gelin hemen bu yakıcı meseleye bir çözüm bulmak için kendinize zaman ayırın.

Bu dünya sizinle başlamadı ve o siz olmadan da dönmeye devam edecek.

Unutmayın ve kendi küçük, önemsiz işbirliğinizin dünyanın sahibiymiş gibi herşeyiyle sizi istila etmesine izin vermeyin.

Bakın çocuklar büyüyor…

Hayat arkadaşınız yaşlanıyor…

Anne, baba ve sevdiğiniz büyükleriniz bir bir aranızdan ayrılıyor…

Dede, ninelerden eser kalmadı!

O halde bu sürecin sizi de unufak etmesine izin vermeden herşeye bir dur deyin ve hayatı yeniden olması gereken gibi dizayn edin.

Çocuklarınızla kitap okuyun…

Eşinize tebessümlü ve hülyalı bir bakış armağan edin…

Anne ve babalarınıza yeniden çocuklarıymış gibi itaat edin.

En önemlisi yaklaşan Ramazanı fırsat bilip, Allah’a kulluk etmek için kendinize yeniden bu kez kesinlikle tutacağınız bir söz verin.

Artık kendinize bir iyilik edin, yetmedi mi en acımasız düşman gibi başınıza bela kesildiğiniz!